top of page

SEARCH RESULTS

"" için 397 öge bulundu

  • Avrupa’nın En Güzel Noel Pazarları: 2024-2025 Yılının Mutlaka Görülmesi Gereken Noktaları

    Mutlaka Görülmesi Gereken Noel Pazarları ( Christmas Market ) Noel, Avrupa’da sadece bir tatil değil, aynı zamanda bir gelenek, bir kültür. Her yıl, kasaba meydanlarından büyük şehirlerin caddelerine kadar, Avrupa’nın dört bir yanındaki şehirlerde kurulan Noel pazarları, büyüleyici atmosferleriyle binlerce turistin ilgisini çekiyor. İster sıcak çikolatanızı yudumlayın, ister karla kaplı pazar yerlerinde alışveriş yapın, her bir pazar kendine özgü bir deneyim sunuyor. İşte 2024-2025 yıllarında Avrupa’da keşfetmeniz gereken en güzel Noel Pazarları! 1. Strasbourg, Fransa Tarih: 22 Kasım - 30 Aralık 2024 Strasbourg, Fransız-Alman sınırında yer alması nedeniyle Noel geleneklerini iki kültürün harmanladığı bir noktada sunuyor. Avrupa’nın en eski Noel pazarı olarak bilinen Strasbourg, aynı zamanda “Noel’in Başkenti” olarak da anılıyor. Grande Île bölgesindeki pazar, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi binaların etrafında kuruluyor. Işıklar ve süslemeler ile donatılmış bu alan, adeta bir masalı andırıyor. Pazar boyunca ahşap tezgahlar, el yapımı oyuncaklar, yerel şaraplar ve yöresel Alsas yemeklerini tatma fırsatı bulabilirsiniz. Fransız ve Alman mutfaklarından örnekler sunan sokak lezzetleri, bu pazarın olmazsa olmazları arasında. 2. Viyana, Avusturya Tarih: 16 Kasım - 24 Aralık 2024 Viyana, klasik bir Noel pazarı arayanlar için adeta bir cennet. Rathausplatz’daki Christkindlmarkt, her yıl binlerce turisti kendine çekiyor. Viyana’daki pazarın en dikkat çeken unsurlarından biri, devasa boyutlardaki Noel ağacı ve etrafını süsleyen zarif ışıklar. Müzik eşliğinde ilerlerken, geleneksel Avusturya tatlarından Apfelstrudel (elmalı turta) ve sıcak şarap (Glühwein) gibi lezzetleri tatmak mümkün. Ayrıca, şehrin sarayları ve tarihi yapılarıyla çevrili pazar alanları, bir Noel masalı atmosferi yaratıyor. 3. Münih, Almanya Tarih:  27 Kasım - 24 Aralık 2024 Münih, Almanya’nın en geleneksel Noel pazarlarına ev sahipliği yapıyor. Marienplatz Meydanı’ndaki pazar, şehri çevreleyen tarihi binalar ve görkemli katedrallerle adeta bir kartpostalı andırıyor. Bu pazarda ahşap tezgahlar, yöresel Alman tatlarını sunan yiyecekler ve sıcak şarap (Glühwein) öne çıkıyor. Çeşitli hediyelikler, el yapımı süsler ve sanat eserleri, geleneksel Alman zanaatkarlığının en güzel örneklerini sergiliyor. Ayrıca, pazar alanındaki Noel şarkıları ve gösterilerle tam anlamıyla bir Noel ruhunu hissedebilirsiniz. 4. Prag, Çek Cumhuriyeti Tarih:  30 Kasım 2024 - 6 Ocak 2025 Prag’ın eski şehir merkezindeki Noel pazarı, Avrupa’nın en büyüleyici pazarlarından biri olarak kabul ediliyor. Eski Şehir Meydanı’nda kurulan pazar, bir yandan tarihi yapılarıyla bir başka dünyaya açılıyormuşsunuz hissi uyandırıyor. Çek Cumhuriyeti’nin ünlü Noel ağacı, bu pazarda sergileniyor ve ziyaretçilerine göz alıcı bir manzara sunuyor. Özellikle Çek mutfağının lezzetlerini keşfetmek isteyenler için bu pazar eşsiz bir fırsat. Sıcak ve baharatlı “svařák” (Çek sıcak şarabı) içebilir, yöresel “trdelník” tatlısını deneyebilirsiniz. 5. Budapeşte, Macaristan Tarih: 17 Kasım 2024 - 1 Ocak 2025 Budapeşte’deki Noel pazarı, St. Stephen Bazilikası’nın önünde kurulur ve muazzam bir ışık şovuna ev sahipliği yapar. Macaristan’ın başkenti, her yıl yerel zanaatkarlar tarafından yapılan el yapımı hediyelikler ve geleneksel tatlarla ünlü bir pazar sunuyor. Macar mutfağından geleneksel yemekler ve tatlılar, ziyaretçilere muazzam bir gastronomik deneyim yaşatıyor. Ayrıca, buz pateni pisti ve sokak konserleri de pazarın olmazsa olmazları arasında. Budapeşte’nin büyüleyici manzarası eşliğinde, bu Noel pazarı mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. 6. Basel, İsviçre Tarih:   23 Kasım 2024 - 6 Ocak 2025 İsviçre’nin en büyük ve en eski Noel pazarı Basel’de bulunuyor. Münsterplatz’da kurulan bu pazar, adeta bir kartpostal sahnesi gibi. El yapımı hediyelikler, sıcak içecekler ve yöresel tatlar sunan tezgahlar arasında dolaşırken, pazarın büyüleyici ışıklandırmalarını da keşfedeceksiniz. Basel’de Noel zamanı, sanat galerileri ve müzelerle birleşerek kültürel bir zenginlik oluşturuyor. 7. Kopenhag, Danimarka Tarih: 17 Kasım - 31 Aralık 2024 Tivoli Bahçeleri’nde kurulan Kopenhag Noel Pazarı, hem aileler hem de yetişkinler için çok sayıda etkinlik sunuyor. Nostaljik ışıklar, Noel dekorları ve dans gösterileri ile burası, unutulmaz bir deneyim vaat ediyor. Özellikle Tivoli’nin içinde bulunan dönme dolap ve çarpışan arabalar, ziyaretçilerine keyifli anlar yaşatıyor. Kopenhag’daki bu pazar, aynı zamanda çeşitli yerel tatlar ve el yapımı hediyelerle de oldukça ünlü. 8. Zagreb, Hırvatistan Tarih: 30 Kasım 2024 - 7 Ocak 2025 Zagreb, son yıllarda Avrupa’nın en iyi Noel pazarı ödüllerini topladı. Bu pazar, yaratıcı dekorlar, yerel şaraplar ve çeşitli etkinliklerle dolu. Zagreb’in tarihi caddelerinde kurulan pazar, heykeller ve ışık gösterileri ile ziyaretçilerini büyülüyor. Hırvat mutfağından lezzetler, el yapımı hediyelikler ve nostaljik atmosfer, burayı ziyaret etmek için yeterli sebepler. 9. Köln, Almanya Tarih: 21 Kasım - 23 Aralık 2024 Köln’deki Noel pazarı, Almanya’nın en büyük ve etkileyici pazarlarından biri olarak biliniyor. Köln Katedrali’nin muazzam silueti altında kurulan pazar, geleneksel Alman Noel süsleri ve tatlarıyla dolu. Sıcak şarap (Glühwein) içebilir, yöresel Alman kekleri ve lezzetli wurstları deneyebilirsiniz. Köln’ün sokakları boyunca ilerlerken, pazarın sunmuş olduğu atmosfer sizi sarhoş edecek. 10. Edinburgh, İskoçya Tarih: 17 Kasım 2024 - 3 Ocak 2025 Edinburgh’un Princes Street Gardens’daki Noel Pazarı, İskoçya’nın geleneksel tatlarını ve hediyeliklerini sunuyor. Ayrıca, şehrin tarihi dokusu ve harika ışıklandırmaları ile büyüleyici bir manzara sunuyor. İskoç usulü sıcak çikolata ve whisky ile ısınırken, bu pazarın sunduğu benzersiz deneyimin tadını çıkarabilirsiniz. 11. Tallinn, Estonya Tarih:   24 Kasım 2024 - 7 Ocak 2025 Ortaçağ atmosferini yansıtan Tallinn Noel Pazarı, tarihi meydanda kurulur ve masalsı bir deneyim sunar. Karla kaplı çatıları ve eski taş binaları arasında dolaşırken, Estonya’nın zengin Noel geleneklerine tanıklık edebilirsiniz. Yöresel yemekler, el yapımı hediyelikler ve sıcak içecekler ile soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak. 12. Brüksel, Belçika Tarih: 29 Kasım 2024 - 7 Ocak 2025 Brüksel, Avrupa’nın en göz alıcı Noel pazarlarından birine ev sahipliği yapıyor. “Winter Wonders” adı verilen etkinlik, Grand Place Meydanı’ndaki tarihi yapıları çevreleyerek oluşturuluyor. Etkinlik boyunca, etkileyici ışık şovları, konserler ve bir buz pateni pisti gibi aktiviteler ziyaretçilere sunuluyor. Yüksek kaliteli Belçika çikolatalarını ve sıcak içecekleri tatmadan buradan ayrılmak olmaz. Ayrıca Brüksel Noel pazarı, Belçika’nın ünlü waffle ve bira kültürünü deneyimleyebileceğiniz bir fırsat sunuyor. 13. Bolzano, İtalya Tarih: 23 Kasım 2024 - 6 Ocak 2025 Güney Tirol bölgesinde yer alan Bolzano, İtalya ve Alman kültürlerinin birleşiminden oluşan benzersiz bir atmosfer sunuyor. Bu pazar, İtalya’nın alplerle çevrili doğal güzellikleri arasında kurulur. Yüksek dağlarla çevrili pazar alanında, yöresel İtalyan şarapları, peynirler ve Alman kökenli yiyeceklerin yanı sıra, pek çok el yapımı hediyelik ürün bulabilirsiniz. Bolzano’nun Noel pazarı, geleneksel Noel ruhunu yansıtan etkinliklerle ziyaretçilerine masalsı bir deneyim yaşatıyor. 14. Berlin, Almanya Tarih:   27 Kasım 2024 - 7 Ocak 2025 Berlin, modern ve gelenekselin birleştiği bir Noel pazarı deneyimi sunuyor. Gendarmenmarkt ve Charlottenburg Sarayı çevresindeki pazarlar, her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlar. Bu pazarlarda el yapımı sanat eserlerinden geleneksel Alman Noel süslerine kadar pek çok farklı ürün bulmak mümkün. Ayrıca sıcak şarap ve geleneksel Alman yemeklerinin tadını çıkarabileceğiniz çok sayıda tezgah mevcut. Berlin, Noel zamanı sadece pazarlarıyla değil, şehrin büyüleyici atmosferiyle de misafirlerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Sonuç olarak: Avrupa’nın Noel pazarları, her biri kendine özgü bir atmosfer ve deneyim sunuyor. Yılın bu özel zamanında, Avrupa’nın tarihi şehirlerinden bazıları, büyüleyici ışıkları ve geleneksel şenlikleriyle adeta birer masala dönüşüyor. Fransız zarafetinden Alman geleneklerine, İtalyan sıcaklığından Belçika çikolatasına kadar her kültür, kendine özgü bir Noel ruhunu temsil ediyor. Eğer bu yıl Avrupa’da bir Noel gezisi yapmayı planlıyorsanız, bu pazarlar mutlaka listenizde olmalı! Noel Pazarlarını Ziyaret Ederken Ne Giymeli ve Valize Neler Konmalı? Avrupa’daki Noel pazarlarını keşfederken, soğuk havaya karşı hazırlıklı olmanız çok önemli. Kış aylarında, özellikle Aralık ayında Avrupa’nın çoğu yerinde hava oldukça soğuk olabiliyor, bazen kar bile yağabiliyor. İşte bu geziler için valizinizi hazırlarken göz önünde bulundurmanız gereken bazı ipuçları: 1. Katmanlı Giyim Katmanlı giyim, soğuk havalarda hem rahatlık hem de sıcaklık açısından en iyi çözümdür. • İç katman: Hafif termal içlikler ya da uzun kollu t-shirtler. • Orta katman: Yünlü ya da polar kazaklar. • Dış katman: Su geçirmeyen ve rüzgar kesici bir mont, tercihen kuş tüyü ya da içi peluş montlar soğuk günler için idealdir. • Ekstra: Noel pazarları genellikle akşamları daha da soğuyabiliyor, bu yüzden yanınıza sıcak tutan bir atkı, eldiven ve bere almayı unutmayın. 2. Ayakkabılar Noel pazarlarında çok fazla yürüyüş yapacağınız için rahat ve sıcak tutacak ayakkabılar tercih edin. Su geçirmez botlar, karlı ya da yağmurlu havalarda ideal olacaktır. Ayrıca, botların içinde rahatlıkla hareket edebilmeniz için kalın çoraplar da yanınıza alın. 3. Çantalar ve Aksesuarlar Seyahatiniz sırasında tüm kişisel eşyalarınızı rahatça taşıyabileceğiniz bir çanta çok faydalı olacaktır. Yanınıza alacağınız bir sırt çantası ya da su geçirmez bir çanta, gerekli eşyalarınızı taşırken size kolaylık sağlar. Ayrıca, rahat bir şapka ve eldiven de oldukça işinize yarayacaktır. 4. Valize Konması Gerekenler • Sıcak İçerikler: Termos içinde sıcak içecekler taşıyabilirsiniz. • Sağlık Malzemeleri: Kışın soğuk havalarda boğaz ve baş ağrıları artabileceği için ağrı kesiciler ve soğuk algınlığı ilaçları faydalı olabilir. • Elektronik Eşyalar: Fotoğraf makinesi, telefon ve şarj cihazı gibi eşyaları unutmayın. Ayrıca, yedek batarya taşımak da faydalı olabilir, çünkü soğuk havada telefonlar hızla enerji kaybedebilir. • Yedek Giysiler: Özellikle uzun süre dışarıda kalacağınız için yedek çorap, eldiven ve çorap gibi giysiler de yanınızda bulundurmanızda fayda var.

  • Barselona: Yapmadan Olmaz! - Barselona Gezilecek Yerler - Blog

    Barseolana Gezisi: Barselona'da 4 gün! Merhaba sevgili dostlar! Bir süredir buralarda yokum baya gezdim yepyeni rotalara yol adım ve gezilerimden geriye kalan güzel anıları burada sizinle paylaşmanın zamanı geldi! Barselona seyahatimi sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Bu şehir, öyle büyülü ki, sokaklarında gezinirken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile. Barselona'da yapmanız, görmeniz ve tatmanız gerekenler: Şehre varır varmaz hızlıca otelime yerleşiyorum bu o kadar ani oldu ki çünkü hiç bir anı kaçırmak istemiyorum burada geçen her dakikanın tadına bakmak istiyorum. Şansımıza tuttuğum odanın ufak bir mutfağı vardı ve bunun için hem Barselona'yı hızlıca gezmek hem de dolabımı doldurmak için koştum bir süpermarket'e.. Aldıklarımı odaya bıraktıktan sonra kısa bir hazırlanma sonrasında düşürdüm yolumu burada en yapılması gereken şeyi yapıyorum tapas turuna çıkıyorum. Akşam için adresimiz belli! Güzel bir kokteyl içmek için burada bulunan meşhur borsa bar olan Down Jones'a gidiyorum! Keyifle fiyatı düşen cosmopolitan içiyorum ve hafif atıştırmalıklar için Casa Alfonso Restoranda buluyorum kendimi burası hakikatten gittiğim en özel yerlerden biriydi.. Barselona'da birinci günü böyle bitirdim. gün planımda Park Guell var sonrasında şehrin değişik noktalarını gezeceğim. Evet Barselona'da 2. gün keyifli bir şekilde başladı yol yorgunluğumu atıp erkenden düştük Park Guell için yollara.. Park Güell , Gaudí'nin doğa ile insan yaratıcılığının uyumunu sergilediği bir açık hava müzesiydi resmen. Eusebi Güell'in orijinal bir ev projesi olarak başlatılan bu park, şimdi bir UNESCO Dünya Mirası alanı. Parkın içindeki renkli mozaikler, Gaudí'nin mimari ve peyzaj tasarımındaki yenilikçi yaklaşımını yansıtıyor. Parkın en ünlü bölümleri arasında dalgalı kıvrımlı banklar, 86 sütunlu salon ve kertenkele heykeli bulunuyor burada büyülenmemek inanın elde değil! Park Güell'de uzunca bir vakit geçirdikten sonra şehri şöyle bir gezmeye karar veriyorum ve yolda gözüme çarpan yerlerde bir içki molası veriyorum. Altta fotoğraflarda kadrajıma takılan fotoğrafları görebilirsiniz' Gerçekten Barselona görülmesi gereken yerlerden biri olduğuna karar veriyorum! her detay öyle güzel ki.. Akşam ise planın en hareketli caddede yer alan bir barda buluyorum kendimi.. Günler burada harika geçiyor ne çabuk 3. güne geldik? Bugünkü planımız arasında o meşhur Churros'u tam yerinde deneyimlemek var! Erkenden düştüm yollara elimde harita ile şehrin en iyi Churros yapan yerini bulmak için... Tabii ki buluyorum işte Barselona'da en lezzetli Churros'un adresi Xurreria! Şöyle ağzımı da tatlandırdığıma göre şimdi sıra burada görmemiz gereken en önemli yerlerden bir olan Sagrada Familia! Gaudí'nin en ünlü ve muhtemelen en ihtişamlı eseri. İnşası 1882'de başlayan ve hala devam eden bu büyük basilika, Gaudí'nin inanç, doğa ve sanat anlayışının bir ifadesi. Yapının içindeki ışık oyunları, doğadaki organik formlardan esinlenen mimari detaylar ve henüz tamamlanmamış olmasına rağmen her köşesinde hissettiğiniz ruhsal derinlik, Sagrada Familia'yı ziyaret etmenin en önemli nedenleri arasında yer alıyor. Bir hatırlatma biletlerinizi önceden almanızı öneriyorum. Bu akşamın başka bir Sürprizi ise Flamenko , İspanya'nın ateşli ruhunu yansıtan dansı görmeden ülkeye dönme niyetinde değildim ve öyle de oldu! Barselona gece hayatı  içinde, Plaça Reial'de Tarantos'ta yaşayacağınız flamenko gecesi, sizi dansın ve müziğin büyüsüyle sarıp sarmalıyor,bu dans sadece bir görsel şölen değil, duygusal bir yolculuk adeta! Son Barselona günümde o meşhur pazara düşürüyorum yolumu Mercat Santa Catarina'ya.. orada güzel bir vakit geçirdikten sonra sahil kısmına hareket ediyorum. Hem bu tarafları da keşfedeyim hem de şehrin en meşhur restoranında Paella ve Sangria keyfi ile Barselona gezime son vermem gerekiyor. Barselona gezisi, barseolana gezilecek yerler Barselona, İspanya'nın en göz alıcı şehirlerinden biri olarak hem tarih hem de modern yaşamın eşsiz bir karışımını sunar. Ziyaret izniniz boyunca yapmadan gitmemeniz gereken aktiviteleri, gezilecek yerleri ve yerel deneyimlerimi derledim. Gaudí'nin Eserlerini Keşfedin La Rambla'da Yürüyüş Yapın Gotik Mahalleyi Keşfedin Tapas Turu: Lezzet Dolu Bir Deneyim Flamenko Gecesi Barselona, benim için sadece bir şehir değil, adeta bir kültür hazinesi! Gezdim, gördüm ve her anın tadını çıkardım. Bu yazımda, Barselona’da yapmadan asla gitmemeniz gereken şeyleri paylaşmak istiyorum. Bu harika şehri keşfe çıkarken yanınıza almayı unutmamanız gereken birkaç önemli noktayı derledim. 1. Gaudí'nin Eserlerini Keşfedin Öncelikle, Gaudí’nin etkileyici eserleriyle karşılaşmadan Barselona’dan çıkmanız imkansız! Sagrada Familia ’yı ziyaret etmek, benim için bu seyahatin en unutulmaz anlarından biriydi. Yüksek kuleleri ve detaylı yapısı ile hayran kalmamak elde değil. Biletlerinizi önceden almayı unutmayın; bu sayede uzun kuyruklarda beklemek zorunda kalmazsınız. Park Güell , sizi renkli mozaikleri ve ilginç yapılarıyla büyüleyecek. Buradaki yürüyüşüm, şehrin keyfini çıkarmak için harika bir fırsat oldu. Casa Batlló  ve Casa Milà  gibi diğer Gaudí yapılarını keşfetmek de kesinlikle göz ardı etmemeniz gereken bir deneyim. 2. La Rambla'da Yürüyüş Yapın La Rambla, Barselona’nın kalbinde bir yürüyüş caddesi. Burada dolaşırken, sokak sanatçılarına rastlamak çok keyifli. Mercat de Sant Josep de la Boqueria  Pazarı, muhteşem renkleri ve taze gıdaları ile adeta bir şölen! Taze meyve suyu içerken, yerel ürünlerin tadına bakmayı ihmal etmeyin. 3. Gotik Mahalleyi Keşfedin Gotik Mahalle'yi keşfederken, kendimi adeta bir zamanda yolculuk yapıyormuş gibi hissettim. Dar sokaklar, tarihi yapılar ve sıcacık atmosferiyle dolup taşıyor. Barcelona Katedrali ’ni mutlaka görün; büyüleyici mimarisi göz alıcı. Picasso Müzesi de bir diğer durak olarak ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri. 4. Plajda Dinlenin Sıcak güneşin tadını çıkarmak için Barceloneta Plajı ’na gitmeyi unutmamalısınız. Tekneden düşüyorum diye korkmayın; burada hem dinlenip hem de denize girmek harika bir tercih. Plaj çevresindeki restoranlarda yerel lezzetlerin tadına bakabilir, serinletici bir içecekle kendinize ödül verebilirsiniz. 5. Tapas Turu: Lezzet Dolu Bir Deneyim Barselona'da yemek yemek, bir seyahatin en keyifli kısmı! Benim en sevdiğim deneyimlerden biri, çeşitli tapas barlarında dolaşarak lezzetlerin tadını çıkarmaktı. Patatas bravas  ve jamón ibérico  gibi ikonik tapasları tadarken, yerel halkla sohbet etme fırsatı buldum. Her lokma, İspanyol kültürünün bir parçası gibi geliyor! Bir diğer favorim ise churros ! Sıcak çikolata ile birlikte servis edilen bu tatlı, günün her saati harika bir atıştırmalık. Kendinizi şımartmak istediğinizde mutlaka deneyin! 6. Flamenko Gecesi Flamenko'nun tutkulu dansını izlemek için Plaça Reial'de Tarantos'ta  yaşayacağınız flamenko gecesi , seyahatimin en güzel anlarından biriydi. Göz alıcı kıyafetler, enerjik ritimler ve akşam yemeğinin eşliğinde bu deneyimi yaşamak, unutulmaz kıldı. Flamenko'nun büyüsünü hissetmek kesinlikle gerekli, bu yüzden rezervasyon yaptırmayı unutmayın.

  • Sessiz Bir Cennet: Halki ( Chalki ) Adası

    Rodos'un Yamacında Masal Kadar Güzel Bir Ada Halki Bazen büyük şehirlerin kaosundan kaçmak ve doğayla iç içe, sakin bir yerde zaman geçirmek istersiniz.  İşte Meis’den sonra keşfettiğim Halki Adası tam da böyle bir yer, içinde bulunduğum kıymetli anlar için keşfettiğim ve her saniyesinde huzuru hissettiğim bir yer oldu burası.  Rodos’un hemen yanıbaşında yer alan bu küçük ada, henüz turistlerin akınına uğramamış ve bu sayede doğallığını korumayı başarmış. Bir Gün, Bir Hayat Rodos'tan bir saatlik yolculuk sonrası Halki’ye ilk adım attığım an, içimde tuhaf bir huzur hissettim. Sokaklarda yürürken renkli kapıları ve rengarenk çiçekleriyle, begonvilleriyle süslenmiş  balkonları görmek, cana yakın ve içten halkı ile buluşmak ruhumu bir tablo gibi sardı.  Ve inanın ki asla bitmesini istemediğim bir masalın içindeydim ve uyanmak istemiyordum… Adayı ilk anda keşfetmek için sabırsızdım bu büyülü atmosferi bir an önce keşfedip her bir kaldırım taşının üzerinde iz sürmek istiyordum. Hızlıca tuttuğum eve yerleşip adadaki ilk turuma başladım, labirent gibi açılan ara sokaklardan geçtim ve tüm yolların denize açıldığını gördüm. Sonra tabii ki o berrak mavinin en güzel tonundaki denizine girme vaktiydi. Ada'nın arka tarafında 10 dakika yürüme mesafesindeki Pontamos Plajına gittim. Hani bazı yerler vardır, suyu o kadar berraktır ki sanki gökyüzünün bir parçası gibi görünür. İşte Halki’de keyfettiği Plajın denizi tam da böyle bir yerdi. Burada kendinizi olabildiğince doğal ve doğanın biparçası gibi hissediyorsunuz, kimse gelip sizi rahatsız etmiyor mesela! Havlunuzu istediğiniz yere serip sere serpe güneşlenip denizin, güneşin tadını sonuna kadar çıkarabiliyorsunuz. Aynen ben de öyle yaptım güzelce bir denize girdim havlumu serdim bir ağaç altına ve sınırsızca keyfini çıkardım hem güneşin hem denizin hem de orada olmanın keyfini. Akşamın Lezzetleri ve Yunan Dans Ritimleri Plaj sonrası üzerimi değiştirip önce aperatif bir şeyler içmek için bir yere oturdum hem gün batımını izlemek hem de şöyle bir güzel dinlence yaşadım kendimce.. Akşam yemeği için mekan arama vatkti yaklaşınca ada sahili boyunca yeni masalarını açmakta olan restoranlara göz gezdirdim. Ama bir tanesi vardı ki işte burası tam benim olmak istediğim yer dedim ve akşama güzel bir masa rezerve ettim Black Sea Restaurant 'ta ... Hemen gözüme çarpmıştı bu yer hem adından hemde tam da aradığım bir taverna dekoru olmasından dolayı… Hele bir de asılmış ahtapotları görünce evet dedim işte benim yemek yemem gereken bu yer. Neyse öncesinde rezervasyon için uğradım ne de olsa tek başımaydım ve iyi bir masada oturmak istiyordum. Güzel bir sohbet sonrasında  akşam için masamı ayırttım. Masamı ayırtıp turlamaya devam ettiğim anda bir müziğin ritmine kapıldım. Adanın tam ortasında sahne kuruluyordu dedim ki kendime ''Çok şanslısın Onur akşama şenlik var!'' Biraz gezinip biraz fotoğraflar, videolar derken yemek vakti yaklaşmıştı... Bir karadenizli olarak gözüme kestirdiğim bu yerdeki masama oturdum, yunan salatası, ızgara sardalya ve polomari ouzo'mu da sipariş verip restoran sahibi ile sohbete koyuldum. Neden adının Black Sea olduğunu sorduğumda kendilerin atalarının Karadeniz'den Gürcistan'dan olduğunu öğrendim yani hemşerimi hem de laz hemşerimi bulmuştum. Ah, o lezzet! Burada yediğim yunan salatası cidden şahaneydi ve yerel otlarla yapılmıştı sardalya ya ise diyecek lafım yok! mezeler, damağımda unutulmaz tatlar bıraktı. Dans Başlasın. Yemeğin ardından meydanda düzenlenen müzik ve dans gösterisine katılmak için hemen oradaki bir bara Yerel halkın samimiyeti benim her koşula ayak uydurmam müzikle birleşince, kendimi adanın bir parçası gibi hissettim ve terlilklerimi çıkarıp sahneye attım kendimi.. Saatlerce dans ettim eğlendim. Hatta o kadar eğlendim ki gecenin sonun içki ısmarlayanlarım bile çok oldu:) Ayrılmak Zor Ama... Ertesi sabah, Halki’den ayrılma zamanıydı ve hep olduğu gibi neden daha fazla kalmadığım için hayıflanıyordum kendime! Gerçekten Meis (kastellorizo ) sonrası en sevdiğim ada Halki oldu. Burada da bir bağım olduğunu düşündüm! Neden olmasın ki? Adaya dair her şey instagram sayfamda paylaştım ayrıca öne çıkanlarda burada tarif etmeye çalıştığın anların gerçek görüntüleri var. Hem beni instagram'dan ( @Onurollstyle ) takip edin hem de bu anları benim gözümden yaşayın. Eğer sizin de yolunuz Rodos'a düşerse hemen yamacındaki bu adaya mutlaka uğrayın derim. Hem yoğun bir tempodan kaçmak ve kendinize bir iyilik yapmak istiyorsanız Halki sizi orada bekliyor olacak. Nasıl Gidilir? Halki Adası’na ulaşmak için öncelikle Rodos’a gitmeniz gerekiyor. Marmaris veya Fethiye'den Rodos'a seferler var ben bu sefer Meis üzerinden Rodos’a oradan da Halki’ye ulaştım. Gidiş-dönüş ulaşımımı feribotla 21 euro. Feribot yolculuğu yaklaşık 1 saat sürüyor. Nerede Kalınır? Halki’de konaklamak için küçük ve şirin evler mevcut. Ben booking.com 'dan bulduğum Atlantis Houses 'da kaldım ve tek gece için 71 euro ödedim. Bu konaklama yeri, adanın dokusunu en güzel şekilde hissettiren yerlerden biriydi. Hem merkeze 5 dakikalık yakınlığı hem de sıcak atmosferiyle adada keyifli bir deneyim oldu.

  • Meis Adası: Kastellorizo Akdeniz'in Renkli Cenneti ve Gizli Güzellikleri

    Meis Adası, Akdeniz'in sevimli bir cenneti olarak karşımıza çıkıyor. Sahil boyunca sıralanan rengarenk evleri, dar sokakları, çekici çarşısı, hoş kafeleri ve balıkçılarıyla unutulmaz bir deneyim sunuyor. Bu ada, Yunanistan'ın ana karasına en uzak noktasında yer alıyor ve Antalya'nın Kaş ilçesinin tam karşısında konumlanıyor. Meis, doğal güzellikleri, sıcak atmosferi, nefis Akdeniz mutfağı, keşfedilecek mağaraları ve eşsiz plajlarıyla sadece 20 dakikalık feribot yolculuğuyla ulaşabileceğiniz bir cennet köşesi. Yaz aylarında Meis'in nüfusu 500 kişiye kadar çıkıyor, ancak kış aylarında yerel halk Atina ve Selanik gibi Yunanistan'ın ana karasındaki şehirlere dönüyor. Meis, diğer Yunan adalarının aksine coğrafi konumu nedeniyle çok kültürlü bir mimariye sahip; İtalyan, Osmanlı ve Yunan etkilerini bir arada görmek mümkün. Adanın en bilinen cazibesi Mavi Mağara'dır ve ada ziyaretçileri tarafından mutlaka görülmelidir. Ada merkezinden 3-4 kişilik teknelerle 40 dakikalık bir yolculukla ulaşılabilen bu mağara, görülmeye değer bir doğal güzelliktir. Tekne ücreti gidiş-dönüş 10-15€. Meis Adası'nda liman çevresindeki restoranlarda mola verebilir veya 18. yüzyılda inşa edilen ve bugün etnografya müzesi olarak kullanılan müzeyi ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca, St. George Plajı ve muhteşem manzarasıyla Aya Savvas Kilisesi gibi görülmeye değer yerler bulunmaktadır. Meis Adası, Yunanistan'ın en doğusundaki bir toprak parçası olup, On İki Ada (Dodekanesos) adı verilen takımadaya bağlıdır ve Antalya'nın Kaş ilçesine sadece 2.1 km uzaklıktadır. Tarih boyunca Kızılhisar olarak bilinen Kastellorizo, St. Jean Şövalyeleri'nden adını almıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde ada uzaktan görünen kızılımsı kayalıkları nedeniyle Chateau Roux (Kızıl Şato) adını almıştır. 1915'e kadar Osmanlı'ya bağlı olan ada, I. Dünya Savaşı sırasında Fransızlar, İtalyanlar ve İngilizler tarafından işgal edilmiş ve 1947 Paris Antlaşması ile Yunanistan'a devredilmiştir. Meis Adası, günümüzde Rodos'a bağlıdır ve adadaki tek yerleşim yeri olan Megisti'de sünger avcılığı önemli bir gelir kaynağıdır. Meis, Türkiye'ye en yakın Yunan adası olup, taze yiyecekleri, eski İtalyan tarzı evleri ve misafirperver insanlarıyla tanınır. Meis'e doğu kıyısından girilebilmektedir ve 2007'den bu yana Meis'ten Rodos'a günlük feribot ve uçak seferleri düzenlenmektedir. Meis'te resmi dil Yunanca olsa da İngilizce ve Türkçe de konuşulmaktadır. Yunanistan'da Euro kullanılmaktadır. Meis, Türkiye ile aynı saat dilimindedir ve nüfusu sadece 400 kişidir. Meis'e gitmek için Yeşil Pasaport, Schengen vizesi gerekmektedir. Meis Adası'na Antalya'nın Kaş ilçesinden yaz döneminde her gün saat 09.00'da kalkan feribotlarla 20 dakikada ulaşabilirsiniz. Dönüş ise aynı gün saat 16.30'da gerçekleşir. Yaz döneminde çarşamba ve cumartesi günleri ek seferler de bulunmaktadır.

  • Atina'da 4 Gün: Yeme İçme, Akropolis, Tarih ve Keşfedilmesi Gereken Yerler

    Gene düştük yollara, gene Atina'ya geldim. Bu büyülü şehirdeki maceramıza başlamadan önce, buradaki evimize bayıldık ve hızla odalarımıza yerleştik. İlk durağımız ise 1909 yılından bugüne kadar kendi ouzo, brandy ve likörlerini yapan ve Atina'nın en ünlü, instagramda çokça paylaşılan yeri olan Brettos oldu. Atmosferi ve lezzetli içkileriyle bizi büyüledi. Ardından Akropolis'in hemen altındaki Elaia Restaurant'a geçtik ve bu muhteşem manzarada akşam yemeği yedik. Atina'da ikinci günümüz plajda başladı! Sadece 10 dakika uzaklıktaki Edem Beach'e gidip, dalgalarla boğuştuk ve denizden taşlar topladık. Akşam yemeği için ise Plaka bölgesindeki geleneksel Taverna Ta'ya uğradık ve lezzetli Yunan yemeklerinin tadını çıkardık. Üçüncü günümüz oldukça yoğundu. İlk durağımız, Atina'nın en sevdiğim kokteyl barlarından biri olan Boo Kokteyl Bar'dı. Buranın bohem atmosferine bayıldık. Akropolis'i ziyaret etmek de vazgeçilmezdi. Daracık yolları tepeleri aşıp buraya ulaştık. Giriş ücreti 20€ olabilir, ama bu deneyimi yaşamadan Atina'yı gezilmiş saymamalı! Akropolis sonrası akşam yemeği için Fine Mess'e gittik. Bu restoran, muhteşem bir konumda ve yemekleri hem lezzetli hem de uygun fiyatlı. Son olarak, günü muhteşem bir teras olan Ciel'de tamamladık. Burada servis personeli çok ilgiliydi ve manzara harikaydı. Atina'da geçirdiğimiz bu güzel günü burada noktaladık. Dördüncü günümüz, alışverişle başladı. Hediyelik eşyalar satan dükkanları gezdik ve hatıra alışverişi yaptık. Öğle molası için sürekli önünden geçtiğimiz ve oturmak istediğimiz Kosmikon Restaurant'a uğradık. Yemek sonrası keşfe devam ederek, şirin bir kafe olan Style Cafe'de mola verdik. Ve sonunda, bu özel gün Funda'nın doğum günüydü! Akşam yemeği için rezervasyon yaptırdığımız yer ise The Spid Restaurant oldu. Burada lezzetli yemeklerin tadını çıkardık ve Funda'nın özel gününü coşkuyla kutladık. Atina'da geçirdiğimiz bu 4 gün, tarihle dolu harika bir şekilde bir araya getiren bu büyülü şehri keşfetmek için mükemmel bir zaman dilimiydi. Yeni maceralara ve keşiflere yelken açarken, Atina'nın güzellikleri hafızalarımızda daima yaşayacak. Atina'nın Taç Taşı: Akropolis Atina'ya adım attığınızda, bu büyülü şehrin simgesi ve tarihi zenginliğinin odak noktası olan Akropolis'i ziyaret etmek kaçınılmazdır. Bu antik anıt kompleksi, Yunan tarihinin ve kültürünün bir yansımasıdır ve sizi büyülemeye hazırdır. Akropolis Hakkında Bilgi Akropolis, Yunanca'da "yüksek şehir" anlamına gelir ve şehir merkezinden yüksek bir tepe üzerinde yer alır. Bu tarihi kompleks, bir dizi antik yapının yanı sıra Parthenon Tapınağı ile en çok tanınan yapıyı içerir. M.Ö. 5. yüzyılda inşa edilen Parthenon, Yunan mimarisinin bir şaheseri olarak kabul edilir ve ziyaretçileri büyüleyen bir yapıdır. Akropolis Nasıl Ziyaret Edilir? Akropolis, Atina'nın merkezine yürüme mesafesindedir ve bu nedenle şehri ziyaret edenler için kolayca ulaşılabilir. Giriş ücreti yaklaşık 20€'dur ve manzaranın ve tarihin tadını çıkarmak için bu fiyatı kesinlikle hak eder. Özellikle sabah erken saatler veya akşamüzeri ziyaret etmek, kalabalığı azaltabilir ve daha özel bir deneyim sunabilir. Parthenon: Antik Yunan'ın İncisi Parthenon, Akropolis'in en göz alıcı yapısıdır. M.Ö. 5. yüzyılda Athena'nın onuruna inşa edilen bu tapınak, zarif sütunları, detaylı frizleri ve tarihi önemi ile büyüleyicidir. Tapınağın içinde, antik Yunan mitolojisinin hikayelerini anlatan kabartmaları inceleyebilirsiniz. Manzara ve Atmosfer Akropolis'in tepesine çıktığınızda, Atina'nın muhteşem manzarasını görmek sizi büyüleyecek. Şehir ve çevresindeki dağlar tüm ihtişamıyla gözlerinizin önünde açılacak. Ayrıca, tarihi kalıntılar arasında dolaşırken, antik Yunan'ın büyülü atmosferini hissedeceksiniz. Akropolis, Atina'nın tarihi ve kültürel mirasının bir simgesidir. Bu muhteşem antik kompleks, sadece Yunanistan'ın değil, dünya tarih ve sanatının bir parçasıdır. Atina'yı ziyaret ettiğinizde, Akropolis'i görmek, unutulmaz bir deneyim olacak ve size bu büyülü şehri daha derinlemesine keşfetme isteği verecektir. Bu büyülü yolculukta Akropolis ile Atina'nın kalbini keşfedin ve bu antik şehrin büyüsüne kapılın. Atina'da keyifli bir gezi planı yapmak istiyorsanız, işte bazı öneriler: 1. Plaka: Atina'nın tarihi Plaka semti, dar sokakları, geleneksel Yunan restoranları ve dükkanlarıyla ünlüdür. Burada yürüyüş yapabilir, yerel lezzetleri deneyebilirsiniz. 2. Akropolis: Antik Yunan'ın sembolü olan Akropolis'i ziyaret etmek unutulmaz bir deneyim olacaktır. Parthenon tapınağı ve diğer tarihi kalıntıları görmek için zaman ayırın. 3. Eden Beach: Atina'nın güzel plajlarından biri olan Eden Beach, dinlenmek ve denizin tadını çıkarmak için mükemmel bir yerdir. 4. Cafeler: Atina'nın çeşitli kafe ve kahvehanelerinde yerel kahve ve tatlıları deneyebilirsiniz. Özellikle Monastiraki veya Psiri bölgelerinde bir kafe bulabilirsiniz. 5. Tavernalar: Yunan mutfağının tadını çıkarmak için tavernaları deneyin. Souvlaki, moussaka, ve deniz ürünleri gibi geleneksel lezzetleri tatmak için bir tavernalarda öğle veya akşam yemeği rezervasyonu yapabilirsiniz. Daha fazlasını izlemek isterseniz 4 günlük atina seyahatim Youtube da! Unutmayın ki Atina'da keyifli bir gezi için zamanınızı iyi planlayın ve bu önerileri kişisel ilgi ve tercihlerinize göre özelleştirin. İyi bir seyahat dilerim!

  • Merhaba Berlin, Merhaba 45

    Herkese uzun zaman sonrasında hem yeni yaşımdan hem de yeni blog yazımdan merhaba! Başlığın size aslında her şeyi anlattığını düşünmekteyim. Evet; Artık büyüdük büyüdük ve 45 yaşına geldik. Yıllar ne hızla geçir yor değil mi? inanın ben de şaşkınım. Her neyse hemen konuya gireyim. 30 Mayıs'ta yeni yaşımı kutlamak için Berlin'deydim ve bunu uzun süre ara verdiğim blog yazısında sizinle paylaşmak ve bu sürece kadar olan diğer rotaların da bu blog sayfasında yer alacağını bildirmek istedim. Yıllar evvel 2 kez daha gittiğim Berlin'de bu sefer canım arkadaşım Frenchos ile yol aldık 2 günlük tatilimizde çok fazla turist gibi değil de sanki oralıymış gibi takıldık... Yani; oradan oraya şuraya da gidelim, yok buraya da gidelim demedik pek! Konakladığımız yer Mitte bölgesinde olduğumuz içinde epeyce şanslıydık çünkü her şey avucumuzun içindeydi zaten. Hem yeni yeni yerler keşfettik hem uzun süredir görmediğim dostlarımla buluşup güzel vakitler geçirdik. Tabii ki bu yazımda sadece bunlara yer vermeyeceğim! Gittiğimiz, gördüğümüz güzel yerleri de sizin toparlayıp bir kaç fotoğrafla süsleyeceğim. Hadi o zaman başlayalım! Berlin'de Yapmanız Gereken 5 Öneri! 1 Nehir Kenarında Dom’a yakın Strandbar’da içkininizi yudumlayın. Ayrıca akşam ışıkları altında harikadır. 2 Katz Orange Buranın mimarisi ve bahçesi şahane! özellikle rezervasyon yapmanızı tavsiye ederim. Mekan saat 18:00’da açılıyor. 3 Tiergarten; Berlinde doğa ile başbaşa kalmak, biraz kürek çekmek ve lezzetli yemekleri bu manzaraya karşı yemek isterseniz listenizde olmalı! 4 Berlin’e gelmişken tam bir Berlin’li gibi neden olmayasınız? O halde hemen marketin yolunu tutun ve piknik için burada kendinize bir yer tutun. 5 Haus Schwarzenberg pasajında vakit geçirin. Ayrıca Anne Frank sergisine vaktiniz varsa uğrayın. Daha fazlası için beni instagram'da takip etmeyi unutmayın!

  • Yerlisi gibi Tiflis... Pasaportsuz ve Vizesiz Tiflis Gezisi

    Pegasus ile yerlisi gibi çıktığımız yolculuğumuzun ilk durağı Tiflis'ten herkese selamlar… Evet uzun bir yolculuğa çıkıyoruz Pegasus’un kanatlarıyla dünyayı geziyoruz ve ilk durağımız Tiflis. Daha önce dünyanın bir çok yerini gezmiştim Tiflis benim içinde heyecan verici ve keşfedilmeyi bekleyen bir şehir oldu. Alışılmışın dışında sanki oralıymışız gibi Tiflis turumuz tamamladık. Bir çok yeri sanki oralıymışız gibi gezdik yedik içtik yeni insanlarla tanıştık ve üç günlük Tiflis gezimizi tamamladık. Gittiğimiz lokasyonları özenle seçtik, en iyi restoranları araştırdık ve menülerindeki en güzel yemekleri sipariş ettik. Tiflis'te geçen günlerde hem gözümüz hem de gönlümüz doydu. Daha fazla ayrıntıya girmeden önce eğer izlemek isterseniz tüm Tiflis macerası YouTube kanalımda. Video aşağıda! Şimdi sırasıyla size tavsiye edeceğimiz ve bizim seçimimizle gittiğimiz en güzel yerleri sıralıyorum. Alubali Öğleden sonra vardığımız Tiflis’e hızlıca otelimize yerleşip ardından hazırlanıp akşam yemeği için gittiğimiz ilk restoranlardan biriydi Alubali.. Los ışıklar, sakin ambiyans ve güzel bir akşam yemeği için tercih ettiğimiz yerlerdendi. Menüsü ağırlıklı olarak gürcü mutfağından oluşan restoranın dekorasyonu oldukça hoştu. Geniş bir salon içerisine yayılmış yuvarlak masalar, masaların üzerinde beyaz örtüler ve duvardaki objeler sizde gerçekten iyi gelecektir. Sizde eğer Tiflis’te romantik bir akşam yemeği yemek istiyorsanız burayı tercih edebilirsiniz. Adres: 6 Ekaladze St, Tbilisi, Georgia Lolita Akşam yemeği sonrasında arkadaşlarla buluşmak için gittiğimiz ve keşfettik Lolita’yı. İlk girişte size bir gece kulübü ile giriyormuş havası versede içerisi bir anda kafeye dönüşüyor. Açık bir bahçe etrafında açık bir mutfak, kırmızı loş ışıklar altındaki lolita ilk buluşma için iyi olabilir. Açıkçası biz orada biraz üşüdük. Açık alan olduğu için ısıtma sistemi biraz yetersiz gelse de içinizi ısıtıcak sıcak bir çikolata veya sıcak bir şarapla bu sorunu çözebilirsiniz. Adres: Chovelidze St. 7 Tiflis, Gürcistan Stamba Tiflis’te ikinci günün ilk sabahında karnımızı doyurmak için çaldık kapısını Stamba’nın. Şehrin tam merkezinde devasa bir bina üst katları otel alt katı ise kafeden oluşan Stamba hem otel müşterilerine hizmet veriyor, hem de dışarıdan gelen müşteri ağırıyor. Otel girişinde devasa büyüklükte ki bir kütüphane selamlıyor sizi önce, sonra kapılar cafe bölümüne açılıyor. Ve burası şehrin en güzel kafesi… Geniş oturma alanları, ferahlığı, sizi karşılayan barı ve mutfağıyla Tiflis’e hoşgeldiniz diyor sanki… Ayrıca unutmamak gerekir ki servis personelleri ilgisi ve alakası da çok özenli. Yani Tiflis’e gelirseniz muhakkak buraya yolunuzu düşürün. İster kahvaltıya isterseniz akşam yemeğine burada bir masa ayırın. Adres: Kostava st. 14 Stamba Hotel, Tiflis, Gürcistan. Fabrika Fabrikayı tek anlatmaya gerek yok aslında Tiflis’e giden gitmeyen hemen hemen herkesin aşına bir yer burası. Old Town bölgesinde yer alan fabrika adından da anlaşıldığı gibi önceden yani Sovyet döneminden kalma bir fabrikadan dönüştürülmüş. Üst katı otel ve hostel'den, alt katı ise kocaman bir kafeden oluşuyor. Bahçe kısmında ortak kullanım alanları, barları, grafiti ile süslü duvarları selamlıyor sizi… Tiflis‘e gelirseniz eğer burada kalmasınız bile fabrikaya uğrayıp bir kahve molası verin derim. Adres: 8 Egnate Ninoshvili St, Tiflis- Gürcistan Shavi Lomi Tiflis’te dekorasyonunu en sevdiğin restoran neresi diye sorarsanız eğer muhakkak Shavi Lomi derim. Gerçekten bir gürcü evinde olduğunuzu hissedeceksiniz rengarenk bir yer burası ayrıca yemekleri de muhteşem. Fabrikaya yürüme mesafesinde olan Shavi Lomi, Tiflis’in en iyi restoranlar listesinde. Burada yazmaya çok gerek yok fotoğraflar zaten her şeyi anlatıyor. Tiflis yolculuğumuzda muhakkak listenize eklenecek yerlerden biri burası. Adres: 28 Zurab Kvlividze St, Tiflis, Gürcistan Puri Guliani Üçüncü günün sabahında kahvaltı için düştük yollara, Old Town bölgesinin en iyi kahvaltı mekanına doğru… Saarbrucken köprüsünün yanıbaşında olan Puri Guliani… Girişinde sizi kocaman bir Patiseri karşılıyor. mis gibi kahve kokuları yayılıyor etrafa biz üs kata doğru çıktık muhteşem köprü manzarasına karşı sabah kahvaltımızı ettik. Keyifli anlar sonrasında hemen köprü üzerinde yer alan bit pazarına doğru yol aldık. Tiflis’te halinizle bit pazarı eğer listenizde ise öncesinde muhakkak buraya uğramızı tavsiye ederim. Maspindzelo Express Hiç listenizde olmayıpta keşfettiğiniz yer oldu mu? Diye soracak olursanız, tabii ki oldu! Maspindzelo Express onlardan biri akşam yemeği için rezervasyon yaptırdığımız Keto and Kote öncesinde aparatif bir şeyler içelim ne zaman geçirelim diye gezinirken karşımıza çıktı. İyi ki de çıktı dışardan bakıldığında kendinize Avrupa ülkesinde gibi hissettiğiniz bir girişe sahip olan mekanın içerisi de bir o kadar güzeldi. Duvarda minimal resimleri, biraz modern biraz eski dekorasyonuyla o göz kamaştırıyordu. Burada gürcü şarabından içip Gürcistan’ın meşhur mantısı olarak bildiğimiz khinkali’yi denedik. Şunu söyleyebilirim ki biz burayı tesadüfen keşfetmiş olsak da sizde muhakkak buraya uğrayın. Adres: 20 Giorgi Akhvlediani St Tiflis, Gürcistan Keto and Kote Tiflis adım attığımızda ilk gitmek istediğimiz restoranlardan biriydi Keto and Kote… Ama ne yazıkki biz Çatkapı girdiğimizden ve rezervasyon sistemi ile çalıştıklarından kapısından geri döndüğümüz yer olarak hafızamda hep kalacak. Neyse ki Tiflisteki son gecemiz için rezervasyon yapmayı başarmıştık. Ve son gecemizde buradaydık. Adını 1948’de Vakhtang Tabliashvili tarafından çekilen filmden alan restoran aynı zamanda bu filme de ev sahipliği yapmış. içeriye adım attığınız anda bir anda bükleniyorsunuz, devasa avizeler, şamdanlar ve mumlarla aydınlatılan ortam sanki bir şato daymışsınız gibi hissetmenizi sağlıyor. Özenli servis personelleri, yemekleri ve atmosferi ile Keto and Kote aklinizi başınızdan alacak. Muhakkak listenize ekleyin. Adres: Gamsakhurdia Ave 27, Tiflis, Gürcistan Ch’ika Şöyle bir yerde kahve içiyim ya da hızlı bir kahvaltı edeyim, hem de yolu üstünde olsun diyorsanız muhakkak burayı kaydedin. Tiflis’te ana cadde üzerinde küçük şirin bir kahve dükkanı.. İçerisinde sağlıklı ürünler, lezzeti yumurtalar ve kocaman fincanda kahveleriyle sizi bekliyor olacak. Biz İstanbul’a dönüş yolunda keşfettiğimiz Ch’ika da belki de siz daha uzun vakit geçirebilirsiniz. Adres: Merab Kostava St. Tiflis, Gürcistan

  • Sınırların Dışına Çıktığım Bir Günün Hikayesi…

    .. kocaman disko topunun hem yeşillikleri hem de üzerindeki gökyüzünü aynı anda yansıtması gibiydi.. Özgürlüğü tanımla deseler nasıl bir cevap verirdiniz? Bana sorulsa cevabım içinde sonsuz neşenin, coşkunun, sınırları aşmanın, kahkahanın mutluluğun, sağlığın, arkadaşların, ailenin ve doruklarında yaşanan aşkların içinde olduğu bir hediye paketi olurdu. Neden mi? Her geçen gün yaş aldıkça hayata bakışım ve hayata sarılmışım daha da güçleniyor.Daha bir anlamlı hale geliyor gözümün gördüğü, elimin tuttuğu her şey…İşte tam da bu yaş benim ‘Dışına Çık’tığım yaş! Bir dans pistinde kocaman disko topunun rengarenk ışıkların altında dans etmek ya da en sevdiğin solistin konserine gidip o sahnenin büyüsüne kapılmak ve her bir şarkıya eşlik edip yeri gelip üzülmek ve bazen yeri gelip deliler gibi zıplamak! Geçtiğimiz günlerde aynen öyle bir gündü benim için. Unutamayacak kadar güzel ve özeldi. Abartmıyorum içerisinde hem sevdiğim dostlarım hem de yukarıda bahsettiğim o kocaman ışıltı vardı üstelik! Sıcacık yaz ve yazla beraber gelen konserlerden birinde; Tom Odell için KüçükÇiftlik Park’taydık. Erkenden soluğu orada aldık; rengarenk süslenmiş köşeler, ışıklı tabelalar, birbirinden güzel bar istasyonları ve konser için özenle seçilmiş kokteyller bir de tabii ki kocaman ışık saçan dev disko topu karşılamıştı bizleri. İşimiz gereği her köşenin halkını verdik. Birbirinden güzel pozları, selfie’leri tamamladıktan sonra sahneye doğru adım adım yaklaştık. Son hazırlıklar bitmiş ilk solistler yerini almaya başlamış ve tüm bu festivalin içerisine bir de müziğin o tatlı ritmi eşlik ediyordu bizlere… Bu arada kimler mi vardı… Kıvılcım Ural, Popüler indie grubu Away Days, Can Ozan ve muhteşem sesi ile hepimizi büyüleyen, aşkın tam içine düşüren Cem Adrian. İşte bu nedenle biraz daha heyecanlıydık. Saatler ilerledikçe KüçükÇiftlik Park daha da hareketleniyor, sahne önünü dans pistine çevirenler, sohbet edenler, fotoğraf çektirenler, keyifle kokteyllerini içenler ve benim gibi tüm bu anların büyüsüne kapılanlarla doluyordu alan. Hemen ben de o büyünün içine dahil olmak için bar önünde yerimi aldım ve o güne özel hazırlanmış 🥃 kokteyl siparişimi verdim. Arkadaşları sahne önünde bırakıp, elimde kokteylimle konser alanını, insanların o büyük coşkusunu ve solistleri görebileceğim en üst kata çıktım. İşte şimdi benim için her şey mükemmeldi! Dışına çıkmak tam böyleydi, sahne ışıkları Cem Adrian’ın üzerindeyken ve şarkılara eşlik eden binlerce el havadayken ve herkes o aşk şarkılarının içine düşmüşken ben nasıl içeride olabilirdim ki? Saatler ilerledikçe beklenen an da gelmişti ben üçüncü kokteylimi içiyordum. Ve bir anda ortalık çığlık çığlığa oldu. Sahnedeki isim, listeleri altüst eden ‘ Another Love’ şarkısıyla Tom Odell’den başkası değildi… Herkes tek bir ağızdan şarkılarına eşlik ederken o sahnede büyüdükçe büyüyordu; işte bunu tarif edecek kelimeyi ben bulamıyorum… Ama şunu söyleyebilirim ki benim günüm, o kocaman disko topunun hem yeşillikleri hem de üzerindeki gökyüzünü aynı anda yansıtması gibiydi. Sevgiler, Onur Erol

  • Merhaba Xanthi : İskeçe Seyahatim

    Herkese uzun bir aradan sonra merhaba, Artık yasakların tamamen kalkması ve sınır kapılarının açılmasıyla beraber ara verdiğim yurtdışı seyahatlerine kaldığım yerden devam edebilirim. Haliyle 3 yıla yakın bir zamandır yurtdışı seyahati yapamıyordum ve ilk fırsatta bu özlemi gidermek için vize başvurusunda bulundum. İlk olarak seyahat için gideceğim yer Amsterdam olmasına rağmen konsolosluktaki yoğunluktan dolayı vizemi Yunanistan Konsolosluğundan aldım. haliyle öyle olunca da ilk giriş yapacağım ülke de yunanistan olmalıydı! - Ve yolumu düşürdüğüm çok özlediğim Xanthi yani İskeçe'ye... İskeçe'ye gidince tabii ilk işim canım Ayşegül ve Rıdvan ile buluşmak oldu! Oradaki ailem diyebilirim. Yıllar evvel yolumu düşürdüğümde tanışmıştık ve uzun bir süredir de görüşüyoruz, görüşeceğiz. Her neyse; Özlediğim İskeçe'nin tadını 2 günde olsa çıkardım diyebilirim. Şehir zaten çok küçük iki adımda tüm her yeri gezebiliyorsunuz! Gitmek ise çok kolay İstanbul esenlerden kalkan otobüse atlayıp en fazla 7 saat içinde xanthi - iskeçe'ye varıyorsunuz! Hadi o zaman gelin bakalım neler yapmışım ve kadrajıma hangi kareler takılmış? Ama bunlardan evvel şuradaki Xanthi Reel videomu izlemenizi tavsiye ederim. Reel videomu izlediğinize göre şimdi bakalım nereleri gezmişim? bu arada lokasyon ve mekanlarla ilgili daha fazla bilgiye instagram hesabım 'onurollstyle'dan' ulaşabilirsiniz!

  • İyi bayramlar

    Eskiden bayramlar heyecanlıydı. Bayramlıklarımızı alır, sıraya girer, büyüklerimizin ellerinden öperdik. Çocuktuk, mutluyduk. Mutluluk ne kadar ucuzdu bir zamanlar. Avucumuzu dolduran şeker kadardı mesela! Her şeye hesapsız sevinirdik. Mutluluk çocukluğun kalbindeydi… “Nerede o eski bayramlar” hemen hemen herkesten duymuş ve bu sözle büyümüştük hepimiz. çocukluğumu hatırlıyorum da bayramlarda lunaparka gider çarpışan arabaya binmek için can atar, balerinin eteğinde savrulmak için sıraya geçerdik hani! Ne zaman değişti, hangi ara “bayram”dan uzaklaştık, bilmiyorum. Bugün, öyle bir ayrımcılık var ki memlekette, neredeyse bayramı kutlayanlarla kutlamayanlar birbirine girecek! Şöyle bir bakın etrafınıza, geçmişinizle kıyaslayın. Yaşam şartlarınız nasıl değişti? İklim nasıl değişti? İnsanların birbirine bakışı nasıl değişti? Birileri birilerine “sen oruç tutmadın, ne hakkın var bayram kutlamaya” diyerek giriyor lafa. . . Oysa bayram birleştirir. Bunun için bayramdır. Hepinize iyi bayramlar.

  • Look of the day: Grey Goose

    Kasım geldi tabi, artık biraz daha sıkı giyinmenin ve hatta koyu renklere geçme zamanı! Gerçi ben de pek haz ederim koyulardan ve tüm son kombinlerimin arasında muhakkak siyahlarım ve grilerim vardır. Kombinlerimi yaparken genelde tek renk giymeyi ama detaylarda farklılaşmayı sevenlerdenim. Bugün ki kombinimde de gri boğazlı kazak ve pantolonuma yeşil çoraplarım eşlik etti. Biliyorum birbirine zıt renkler ama işte ben buna bayılıyorum. Gözlük: GENTLE MONSTER Kazak: TUBA ERGİN Pantalon: ZARA Çorap: COS Ayakkabı: DEICHMANN #onurollstyle #BLOGGERSSTYLE #style #mensfashionpost #STYLEOFTHEDAY #LOOKOFTHEDAY

  • Baharın NFT Hali Feriye’de!

    Feriye’de 10-30 Mart tarihleri arasında düzenlenecek olan bahar temalı Nft sergisine 20 farklı sanatçı arasında bende varım. Bahar temasıyla bir araya gelececek olan NFT sergisi, Türkiye’nin ilk NFT sergilerinden biri olacak. İstanbul’un ikonik semtlerinden biri olan Ortaköy’de; konumu, manzarası ve sunduğu bütünlükçü yaşam alanı felsefesi ile şehrin ritmini tutan Feriye, kültür sanat etkinliklerine bir yenisini daha ekliyor. Feriye, bu kez 10-30 Mart tarihleri arasında gerçekleştireceği NFT sergisi ile sanatseverleri bir araya getiriyor. İllüstrasyon, yapay zeka destekli video çalışmaları, animasyon, fotoğraf, kolaj gibi farklı disiplinlerdeki 20 sanatçının, 30’dan fazla bahar temalı NFT eserleri Yeşer Sarıyıldız küratörlüğünde Feriye’de sergilenecek. Ayrıca ”Baharın NFT Hâli” sergisi Türkiye’nin ilk NFT sanat sergilerinden biri olma özelliğini taşıyor. Sanatçıların Eserleri “Hol Feriye” ve “Fuaye Feriye” Alanlarında Sergilenecek Feriye’nin içerisinde yer alan “Hol Feriye” ve “Fuaye Feriye” alanlarında yaklaşık üç hafta sürecek olan “Baharın NFT Hâli” adlı serginin küratörü Yeşer Sarıyıldız olurken, sergide dijital olarak eserleri sergilenecek sanatçılar arasında; Andreas Frei, Ceren Aksungur, Deniz Sülek, Dilara Akbal, Ender Diril, Ezgi Topdağı, Fatma Kurnaz, Ginger Potter, Gizem Renklidağ & Osman Can Karacı, Gülden Kaynar, Hande Koçhan, İlker Günaydın, Karman Verdi, Kutay Can Doğan, Kübra Su Yıldırım, Merve Atılgan, Onur Erol, Orhan Sayın, Ozan Atalay, ve Selay Karasu yer alıyor. Arto ve Carla’nın Bahar gezisine eşlik etmek isterseniz. Arto’s Blog: https://opensea.io/collection/artonft Carla’s Blog: https://opensea.io/collection/carlanft #artonft #nftbaharsergisi #baharınnfthali #nft #ArtoampCarlaNft #nftsergi #feriyesergi #carlanft #feriyenftsergi

bottom of page