top of page

ONUROLLSTYLE BLOG


onur erol

Bu kaçıncı Roma seyahatim ben bilemiyorum fakat her defasında aynı coşku aynı heyecan ile topluyorum valizimi Roma’ya…

Tabii ki bir çok ülke bir çok şehir gezdim, görmediklerim de var mesela! Çoğuna göre gitmediğim görmediğim yerleri değerlendire bilirdim belki de ama ben Roma’cıyım, Romalıyım.

Her sene 2 defa mutlaka gitme arzusu içinde buluyorum kendimi; sanki memlekete gitmişcesine…

Bu yüzden ayrıdır ben de Roma..


via cavour

Fiumicino hava limanından otobüs ile evimize doğru yol alıyoruz. Otobüs tercih etmemizin nedeni ise tren yolculuğundan hem daha ucuz hem de daha hızlı olmasıydı. 

Evimiz ise yukarıdaki gördüğünüz noktada yer alıyor. Sağımız Kolezyum, solumuz via Nazionale, arkamız da ise Via Venezia!

Bulunduğumuz bölge Monti bölgesi belki de semti demeliyiz. Daha ayrıntılı bilgi verirsem Via Cavour diyebilirim.

Hemen Metro çıkışı 🙂

Neden burası derseniz her yere yürüme mesafesinde.

Roma’da isem eğer her yere yürüme mesafesinde olmam lazımdı çünkü.


roma

Şansımıza hava şahane!

 Eve valizleri atar atmaz muhteşem havanın tadını çıkarmak ve şöyle tarihin sırlarına karşı buz gibi biramı yudumlamak için Piazza Navona’ya doğru yürümeye başlıyoruz.


Uzun uzun Navona ve diğer yerlerin tarihine girmeyeceğim buraya defalarca seyahat ettiğimden dolayı Roma ile ilgili  bir çok blog yazım bulunmakta ama şöyle bir şey yapacağım eğer bu postlara göz atmak isterseniz BURAYA tıklayıp, geziden yeme içmeye tarihten modaya kadar yazdıklarımı okuyabilirsiniz.



roma travel

onurollstyle

Eve dönüş yolunda üzerimde görmüş olduğunuz Glatyatör mutfak önlüğünü alıyorum belki youtube kanalımda ki yemek tarifi videolarım da giyerim ne dersiniz:)

Neyse sabırsızlanıp hemen üzerime geçirip bir story patlatıyorum oracıkta ve haliyle instagram’da ve baya ilgi çekiyor bu fotoğraf!!!

Fotoraftaki ben değil tabii ki önlüğüm:)))

Beni instagram‘dan takip edenler çok iyi bilir ki yolüstü fotoğraflarım baya meşhurdur.

Altta görmüş olduğunuz kare ve buradaki bir çok kare dönüş yolunda çekilmiştir.


Roma’da İlk Akşam Yemeği

Roma’da artık benim için klasikleşen bir mekan Ai Tre Scalini!

Buranın samimiyetini, atmosferini ayrıca konum itibari ile özellikle gece eğlenmek için kolezyum yanındaki Coming Out Roma‘ya yakınlığını seviyorum.

Çünkü; her akşam genelde takıldığım yer burası oluyor!

İster gündüz içkisi için, isterseniz akşam atıştırmalık veya yemek için tercih edebileceğiniz şahane lokal bir yer burası.

Eğer akşam gidecekseniz rezervasyon yaptırmanızı şiddetle tavsiye ederim çünkü cidden uzun süre beklemek zorunda kalabilirsiniz.

Ai Tre Scallini’de tercihimizi kırmızıdan yana yaptık.

Masada bir yerlerde gözünüze bira çarpıyorsa bilin ki o da benim başlangıcımdır 🙂

Yemek tercihimizi ise kabak çiçekli  Risotto ve buranın meşhur köftesinde yana kullandık.

Şarap ise Roma tabii ki:)


roma monti


En Ucuz Roma Seyahati

Bu seferki Roma seyahatinde öyle akşam yemeklerine çok para harcamadık. Sadece ilk geceye özel olarak burada yemeğimizi yedik. İkinci gece için sadece bir şeyler içmek için uğradık.

Bu sefer çok ekonomik bir tatil oldu desem yeridir, Airbnb ‘den istediğimiz yere yakın bir ev kiralık.

Ev tutarken özellikle kullanılabilir bir mutfağı olması önemliydi.

Haliyle Euro kuru almış başını gidiyorken her akşam yemek için onca para harcayamazdık haliyle…

Bu sebepten dolayı ilk işimiz bir süper markete gidip hem kahvaltılık hem de akşam yemeği için alışveriş yapmaktı.

İnan ki bu bölüm daha güzel oldu!!

Hem istediğimiz şeyleri hazırladık hem de paramız cebimizde kaldı!!

Bu demek değil ki dışarıda oturmadık tabii ki en güzel teraslarda ve kafelerde oturduk hatta sokak lezzetlerinin de tadına baktım ama tam bir İtalyan gibi:)


roma

Buraya defalarca gelmeme rağmen, tarihi ile müthiş Roma sokaklarını gezmek oturup bir yerde kahve içmek inanın ki benim için bambaşka bir duygu.

Dünyanın en pahallı şehrinde en pahallı restoranında yemek yemekten inanın ki daha değerli, sıradan basit bir cafe de oturup kruvasan yemek ve espresso yudumlamak.





Roma Gezmekle Bitmez!

Roma’da kaldığımız gün boyunca pek öyle planlar yapıp şuraya da gidelim buraya da gidelim demedik. Zaten şunu belirtmek isterim ki görmek istediğiniz veya listenizde olan bir çok yer birbirine çok yakın o yüzden de ister istemez bir şekilde ya önünden geçersiniz ya arka sokağından.

Hal böyle olunca ben de instagram hikayelerim için güzel bir kolaj hazırlama fırsatı buldum ve ara ara yol üstünde görmüş olduğum yerlerde oturdum ara ara ise elime bir sandviç alıp şehrin içinde kaybolmaya başladım.

Eğer Roma’ya dair hikayeleri izlemek isterseniz sizi BURAYA alayım.


roma da yemek

Çok yorulduk şöyle açık alanda güzel bir öğlen atıştırmalığı yapalım derseniz, sizin için Caffe Vitti‘yi önerebilirim. Hem lokasyon olarak hem de yemekleri harika bir yer. bu yüzden biz de burada oturup ton balıklı pizzamızı beyaz şarap ile taçlandırdık.



onur erol

Hem instagram için poz verip hem de şehrin büyüsüne kapılmak Roma’da başka! Yolunuz sizi nereye çıkarırsa çıkarsın mutlaka gözünüze çarpan bir güzellik ile karşılaşıyorsunuz burada!

İsterseniz benim gibi sırt çantanıza 3-5 kombn koyup bir günde fotoğraf çektirin isterseniz uzun soluklu gezi planınıza her güne başka kombin giyip şehre hakim olun!

Ama ne yaparsanız yapın inanın ki kötü olma ihtimaliniz yok.


Aşk Çeşmesine Karşı Kahve Keyfi

Fontana di Trevi yani Aşk Çeşmesi Roma tatilinin belkinde en uğrak yeridir.

Orada olup  dileklerinizi dileyip para atarkengüzel bir fotoğraf karesi paylaşmayı herkes ister! Fakat gittiğnizde ne yazık ki hayal ettikleriniz ile karşılaşamayacaksınız.

Çünkü sizin gibi düşünen binlerce insan orada olup aynı hayalin peşinden koşmak için gelmiş olacaklar!

Ama ille de böyle bir pozum olsun, çevrede kimsede olmasın isterseniz sizin için bir tüyo verebilirim. Sabah çok erken saatte 07:00 – 08:00 arası orada olursanız işte o zaman o hayal ettiğiniz fotoğraf ulaşmış olursunuz.

Yok ben kalkamam derseniz de benim gibi terasta o manzarının hakkını veren bir fotoğraf payalaşabilirsiniz! üstelik kahvenizi yudumlarken 🙂

Yerin adını da unutmadan yazayım Relaris Fontana Trevi 🙂



Roma’ya gelince mutlaka Vatikana Uğrayın!

Roma denince Vatikan olmadan olmaz tabii ki! Buraya yolunuzu düşürecekseniz eğer, mutlaka Vatikan’a bir tam gününüzü ayırmanızı tavsiye ederim. Özellikle erken saatlerde gelmeye özen gösterin çünkü inanılmaz bir sıra ile karşı karşıya kalabilirsiniz.

Bir de unutmadan şort, askılı tişort ve mini etek giymeyin!

Ayrıca Buraya kadar yolunuzu düşürdüyseniz Sistina Şapel’ine kesin girin! bu yüzden tam gün dedim çünkü baya uzun bir yolculuk sizi bekliyor olacak.

Çevrede işportacı bir çok kişi size bilet soracaktır ve büyük rakamlara satılıyor bu yüzden gideceğiniz tüm yerlein biletlerini önceden book etmenizi tavsiye ederim bir de mutlaka Roma Pass almanızı şiddetle tavsiye ederim. 

hem ulaşım hem de ücretsiz bir iki müze girişi için 🙂


vatikan


onur erol

roma car

Evet bir Roma gezimizin daha sonuna geldik. Elimden geldiğince size yazmak istedim ama daha fazla detayı önceki postlarımın olduğu linke ( yukarıda ) tıklayarak ulaşabilir, orada olduğum zaman içindeki videolara ve diğer postlara intagram’dan ulaşabilirsiniz.





Çok değil! Yaklaşık altı ay evvel yolculuk yapmıştık beraber Floransa’ya! İtalya’nın en büyük ve önemli fuarı olan Pitti Uomo için beraberdik ve oldukça keyifli zaman da geçirmiştik Floransa’dan, Roma’ya… ( okumak için tıkla )


Yine yolumuz kesişti Disaronno ile, bu defa İtalya’nın en iyi barmeni seçilecek olan “The Mixing Star ” yarışmasını izlemek hem de Disaronno’nun çekirdek halinden başlayan o büyüleyici hikayesi ile tanışmaya…




Hikayelere öyle çabuk ulaşamazsınız! 

Milano’ya varır varmaz yoğun program dahilinde ilk olarak soluğu öğle yemeği için Ristorante Orti Di Leonardo’ da alıyoruz.


Yemek sonrası  Via Palestro‘da yer alan Disaronno’nun terasına (Terrazza Disaronno ) varıyoruz. Burada ummalı bir yarışma ile karşı karşıya kalıyoruz. Birbirinden yetenekli barmenler kendi hünerlerini sergilerken biz de bir taraftan yarışma için hazırlanan kokteyller ile teras keyfi sürüyoruz.


Saatler sonra juri kararı açıklıyor ve bu yılın İtalyan’nın kral barmenini seçiyorlar ve çıkan isim yukarıda fotoğrafını gördüğünüz Alberto Luison oluyor.  Yarışma sonrasında bu sefer akşam için büyük bir parti haberi alıyoruz ve saat 19:00′ da orada olmak koşulu ile Milano turuna başlıyoruz ekip olarak…


Milano’ya bu ilk gidişim olmamasına rağmen, her defasında şehirde gezinirken heyecan duymamak mümkün değil! İtalya’nın her neresi olursa olsun adım attığımda başak bir duyguya kapılıyorum.

sırasıyla Galleria Vittorio, Duomo‘ tur atıp, iyice sokak aralarına dalıyorum. İnstagram için birbirinden güzel kareler paylaşmak için adeta birbirimizle yarışırcasına üstelik! 🙂





 Şehir merkezi gezimizden sonra hem günün yorgunluğunu atmak hem de akşam düzenlenecek teras partisi için hazırlık için otelimize varıyoruz. Altta gördüğünüz üzere gece’ye hazır bir vaziyetteyim. 🙂


 Parti oldukça kalabalık ve yoğun geçiyor! Fotoğraf çekebilecek bir zamanım olmadığını tahmin edin artık. 


SARONNO

Gezimizin ikinci gününde yukarda da bahsetmiş olduğum gibi beni en çok etkilendiren bu hikayenin başlangıç noktası olan Saronno‘ya gidiyoruz. 

Milano’ya yaklaşık bir saatlik mesafe’de yer alan Saronno adında da anlayacağınız gibi Disaronno’nun doğduğu yer. Saranno’ya varır varmaz,Fabrika’nın da içinde bulunduğu Illva Saronno ofisinde hikayenin ilk basamağı olan toplantlara katılıyor, aparatif ve güzel bir öğlen yemeği sonrasında bir puzzle’lı tamamlar gibi adım adım hikayeyi çözüyoruz. Bu hikayenin kökeni 1500’lü yıllara kadar geri gider. Efsaneye göre, Rönesans sanatçılarından Bernadino Luini 1525 yılında Milan’ın kuzeybatısında yer alan Saronno kasabasına gelir. 


Santuario della Beata Vergine dei Miracoli kilisesine bir fresk yapacak olan Luini, kaldığı hanı işleten ve kendisine modellik de yapan bir kadına aşık olur. Kadın da aşkına karşılık verir ama ölen kocasının yasını tutmaktadır.


Aşkının göstergesi olarak Luini için özel bir içki hazırlamak ister ve brendinin içine kayısı bademleri atarak bu özel içkiyi yaratır. Amaretto da ilk kez böyle ortaya çıkmış olur. Kelime anlamı olarak “biraz acı” demektir. 

Hikaye’yi işin ehli insanlardan büyük bir heyecan ile dinlerken orada olmak ve bütünleşmek inanın ki başka bir deneyim oluyor hepimiz için..

Altta bahsi geçen klise’den birçok kareyi sizinle paylaşıyor ve tüm bunların dışındaki paylaşımları #disaronnosourmacerasi etiketi ile İnstagram’da görebilirsiniz diyor ve bir sonraki harika gezi planı için soluğu başka bir ülkede almak için yola çıkıyorum. #onurollstyleontheway











Kısa Kısa…

Disaronno, şişesinin tasarımı ilk olarak Muano’da tasarlanıyor…

Üzerinde yer alan mühür’den imzasına kadar hepsinin bir hikayesi var.

Şişe yıllar içinde şekillenip bugünkü halini alıyor.

Bir çok tasarımcı ve ünlü isimler tarafından giydiriliyor.

En son olarak Versace tarafından giydirilen şişeler bu sene adından oldukça söz ettiriyor.



  • Instagram - Siyah Çember
  • Facebook - Siyah Çember
  • Heyecan - Siyah Çember
  • TikTok
  • YouTube - Siyah Çember
  • Pinterest - Siyah Çember
  • Spotify - Siyah Çember
  • indir (3)

Tüm Videolar

Tüm Videolar

Tüm Videolar
Video ara...
İtalya’da Venedik Karnavalı -  Venedik Tatili ve  Venedik Karnavalı Hazırlığı ve Muhteşem Parti

İtalya’da Venedik Karnavalı - Venedik Tatili ve Venedik Karnavalı Hazırlığı ve Muhteşem Parti

07:01
Videoyu Oynat
En Güzel Yunan Adalarını Geziyorum! Meis, Rodos, Simi ve Halki ( Chalki ) Adası

En Güzel Yunan Adalarını Geziyorum! Meis, Rodos, Simi ve Halki ( Chalki ) Adası

08:44
Videoyu Oynat
Günü Birlik Yunan Adası Simi ( Symi ) Adası Gezisi. Günlük Rodos - Simi Turu

Günü Birlik Yunan Adası Simi ( Symi ) Adası Gezisi. Günlük Rodos - Simi Turu

05:08
Videoyu Oynat
Roma'ya Seyahat Etmeden Önce Bu Videoyu İzle, Roma’da Gezilecek Gezilecek Yerler.

Roma'ya Seyahat Etmeden Önce Bu Videoyu İzle, Roma’da Gezilecek Gezilecek Yerler.

05:33
Videoyu Oynat

© 2024 by Onurollstyle.co. 

bottom of page