top of page

ONUROLLSTYLE BLOG


Merhabalar, Bugün sizlere uzun zamandan sonra yeni romanını yayınlayan Sinan Akyüz’ün eseri Meyra’dan söz edeceğim. Beni yaşanmış hikayeler her zaman derinden etkilemiştir.Hele de bu savaşta yaşanan acıları anlatan bir romansa.Bosna savaşında kadınların,erkeklerin,hatta çocukların yaşadıklarını sarsıcı bir biçimde anlatmış sayın Akyüz.İnsanlık dramının en acımasız şekilde yaşandığı Bosna’da olanları okurken insan olmaktan utanır oluyoruz,bunları yapanlar insan olamaz diye isyan ettiğimiz zamanlar olurken,acaba bunları yaşayanlar bu utanca ve acıya nasıl dayandılar diye düşünmeden edemiyoruz.

Roman oldukça kalın olmasına rağmen,akıcı ve sürükleyici diliyle,merak uyandıran olayları sayesinde oldukça kısa sürede bitirdim.Tüylerimi diken diken eden kitap resmen tarihi bir belge niteliğinde.Bu insanlık ayıbından haberdar olan tüm dünya milletlerinin de kör sağır ve dilsizi oynamaları da ibretlik olsa gerek… Avrupa’nın orta yerinde,tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen 20.yüzyılın en büyük trajedisine,Bosnalı müslümanların soykırımına odaklanırken,bu soykırımda yaşananları sadece siyasi yönden gözler önüne sermekle kalmıyor,iki insan arasındaki ilişkilerin de nasıl değiştiğini ustalıkla gözler önüne seriyor. Romanı okuduktan sonra ilk aklıma gelen ne kadar şanslı olduğumdu.Ne bu acıları yaşadım,ne de yaşayan bir yakınım oldu.Gerçekten insan ruhunda tamiri mümkün olmayan yaralar açabilecek insanın kaldırabileceğinden çok daha ağır yükler bunlar,yürekleri dağlayan…Hayatımızda lafı bile edilmeyecek olaylara üzülen bizler,çok daha ağır yüklerle yaşamak zorunda kalanları hiç aklımıza getirmiyoruz.Elbette herkesin derdi kendine ağır ama bizden de beterleri olabileceğini düşünerek yükümüzü bir nebze de olsa hafifletebiliriz diye düşünmeden de edemiyorum. Sayın Akyüz,çoğunlukla Bosna’da yaşananları kaleme alıyor son romanlarında,ama başka konularda da romanları bulunmakta.Ben tüm romanlarını okudum ve hepsinden ayrı keyif aldım.Bir diğer romanı olan İncir Kuşları’nı da öneririm. Hayatınızda hep huzur olması dileklerimle Feyza Tanyolaç






Merhabalar herkese, bugün sizlere 25 Ekim’de Cemal Reşit Rey’de gerçekleşen ve galasında bulunmaktan mutluluk duyduğum harika bir belgesel tadında filmden bahsetmek istiyorum.


Merhaba Güzel Vatanım

Nazım Hikmet ve Ahmet Ümit’in hayatından kesitler sunan, yaşadıkları zorlukları, ayrıca güzellikleri de gözler önüne seren izlemeye doyamadığım eser…

Yönetmenliğini Cengiz Özkarabekir’in üstlendiği, senaryosunu Ahmet Ümit’in yazdığı filmin baş rollerinde Yetkin Dikinciler, Serkan Altıntaş, Pelin Batu, Berna Laçin, Levent Üzümcü, Umut Beşkırma, İskender Bağcılar, Mehmet Tokat, Alper Türedi, Kutay Şahin, Adnan Kürkçü, Ayhan Bozkurt, Edis Atiker, Enes Kava gibi usta ve genç isimler de rol alıyor.

Ahmet Ümit Ve Nazım Hikmet’in gerçek hayat hikayelerinden yola çıkan film, Nazım Hikmet’in Moskova’ya gidişi ve Ahmet Ümit’in Gaziantep’ten Moskova’ya uzanan fırtınalı hayatlarını konu alıyor.Kimi zaman düşündüren, kimi zaman üzen, kimi zaman da yüzlerimize tebessüm yerleştiren filmi izlerken bir an bile sıkılmadım.Bittiğinde ise sanki beş dakikadır izliyormuş hissine kapıldım.


Gerek kostümler, gerek senaryo gerekse 150 kişilik kadro ile seyircinin beklentisini kesinlikle karşılayan bir film izledim.Bu filmi izledikten sonra her iki yazar ve de o zamanlar hakkında ne kadar az şey bildiğimin farkına vardım.Belki sizler için de aynı şey geçerlidir. Ben de bu düşünceyle ulaşabildiğim kadar çok kişiye ulaşıp bu filmin izlemelerini sağlamak istiyorum.

Oyuncuların performansları da beni filmin içine, o yıllara, o şartlara alıp götürdü.Sanki ben de onlarla o zorlukları, o zamanları yaşadım…Kostümler, mekanlar ,sahneler o kadar doğal ki insan başka türlü hissedemiyor.


İçinden ancak üzülüp hayıflanmak geliyor maalesef yaşanan zor yıllara…


O zor zamanlarda, iki yazarın da sanatın iyileştirici yönüne sarılmalarını, başarılarını, yükselmelerini, hala umutla ,inatla hayata tutunmalarını da anlatan eser, hayat kısadır sanat uzun inancıyla herkese umut aşılıyor..İki insanın yaşadıkları zamanların da etkisiyle nasıl birer usta sanatçıya dönüştüklerini de gözler önüne seriyor


Merhaba Güzel Vatanım 1 Kasım’dan itibaren sinemalarda.



Umarım sizler de izler, beğenir ve tanıdıklarınıza önerirsiniz.Kesinlikle izlemeniz gereken belgesel tadında bir film olmuş.Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık…


Sanatla kalın, Feyza Tanyolaç





 
 
 

Herkese merhaba, 

Ben Feyza Tanyolaç bundan böyle sevgili Onur’un sayfasında sizlerle buluşacağım.

Burada tiyatro, sinema ve kitaplar hakkında yazılar yazıp, izlediklerimi ve okuduklarımı ele alacağım.

Öncelikle bu ilk postumda sizlere kendimden bahsedeyim;

İngilizce öğretmeniyim ve dolayısıyla çocukları çok seviyorum.

Gezmeyi, yeni yerler keşfetmeyi, kitap okumayı, sinemaya gitmeyi, film ve dizi izlemeyi, bol bol seyahat etmeyi çok seviyorum.

Şehir tiyatrolarının tüm oyunlarını, devlet tiyatrolarının da bir çok oyununu kaçırmıyorum.

Geçtiğimiz günlerde izlemiş olduğum oyun ile ilk yazımı burada sizlere takdim ediyorum.



Düdüklüde Kıymalı Bamya

Devlet Tiyatroları Üsküdar Tekel sahnesinde sahnesinde gösterime giren  Düdüklüde Kıymalı Bamya oyunu; Günümüzün değişen değerleri, geçmişin izlerinin kalmamasının, insanların sığlığının traji- komik bir şekilde anlatıldığı oyun kesinlikle görülmeye  değer…


Oyun her ay sahne değiştirerek Devlet Tiyatrolarının çeşitli sahnelerinde Cevahir, Mecidiyeköy, Üsküdar, Garibaldi, Küçükçekmece, Zeytinburnu ve Kozyatağı’nda seyircisiyle buluşuyor.


Eserin konusuna gelince, yaygınlaşan dedikodu ve eğitimsiz, içi boş toplum kültürünü eleştiren, bunlara karşı olanların ötekileştirilmesini sorguluyor. Sabah kahveleri, fal ve kağıt oyunları, içi boş anlamsız sohbetleriyle küçük burjuva kadınlarının duyarsızlıklarına komik ve eleştirel bir bakış sunuyor.

Evin kızının arkadaşının dedesinin bir gün evlerine misafir olacağını söyledikten sonra daha da akıcılık kazanan ve gittikçe merak duygusu uyandıran oyunu izlerken hem gülecek, hem de düşüncelere dalacaksınız. Geçmişle günümüz arasında,evdeki dekorla, seksenli yılları anımsatan dekor ve giysilerle sizi o zamanlara götürecek ve belki de özlem duymanızı sağlayacak.

Oyun 1 saat 20 dakika ve bir perde. Belki de biraz daha uzun olup, daha çok sürprizlerle ve merak uyandıracak olaylarla kurgulanabilirdi. Daha fazlasını izlesem sıkılmazdım diye düşündürdü beni açıkçası..

Biraz da oyunculuğa değinecek olursam, beni en çok etkileyen ve ayakta alkışlamama neden olan evin hizmetçisi rolündeki Cemile yani Demet Ergün ve dede rolündeki sözünü sakınmayan Fahrettin bey yani Emin Maltepe’nin performanslarıydı. Rol değil de sanki gerçekten yaşıyor gibiydiler. Evin dul kadınını canlandıran Aynur, yani Ayla Baki Yücesoy da izlenmeye değerdi.

Eser tabi ki bir bütünlük içinde izlenir ama beni oyuncuların performansları da alır uzaklara götürür..


Oyundaki anne rolündeki Fazilet Hanım, kızlarının hep üstün düzeylerde insanlarla görüşmesini isteyen, diğer insanları hor gören bir yapıya sahip. Onun kız kardeşi rolündeki Aynur da aynı görüşte. 

Kız kardeşinin gençlik ve güzelliğini kıskanan Fazilet Hanımın bir çok yorumu da bunu doğrular yönde. 

Diğer iki komşu olan Hamiyet ve İnci Hanım da sosyeteye özenen davranış ve konuşmalarıyla oyuna renk katan unsurlardan. Evin hizmetçisi rolündeki Cemile ise tam bir yurdum insanı..

Şivesi,samimiyeti,saflığı ve dürüstlüğüyle yitirilen günümüz değerlerini yansıtan karakterlerden birisi.

Evin genç kızını canlandıran Nilgün ise evdeki ve dışarıdaki hayat arasında sıkışmış, gerçekliği arayan,mutsuz insanları temsil etmekte. Arkadaşı postacı Uğur’un onu uyandırmaya çalışma çabaları, Uğur’un dedesi Fahrettin beyin çekinmeden söylediği tüm sözlerle iyice aklı karışmış durumda.


Oyunda kullanılan kostümler, eşyalar, dekor tam anlamıyla anlatılmak istenilen zamanları yansıtıyordu. 

Evdeki kadınların özenti giyim tarzları,bozuk televizyonda izlenen boş diziler, komşularda kart oyunlarıyla harcanan boşa zamanları çok güzel yansıtmış. 

İzlerken bir an bile sıkılmayacağınız ve tadına doyamayacağınız bir eser.

Dedenin duygusal konuşması da oyunun can alıcı noktalarından…

Kullanılan ışıklar dikkat çekilmesi istenen noktalarda başarılı olarak kullanılmış.

Oyunun sonlarına doğru sizi bekleyen bir sürprizle oyun bambaşka bir boyuta taşınıyor…

Vakit ayırıp izlemenizi kesinlikle tavsiye edeceğim oyunlardan birisi diyor ve sanat dolu günler diliyorum sizlere.

Feyza 

İnstagram / Feyza Tanyolaç




Düdüklüde Kıymalı Bamya Oyuncu kadrosu :

Fazilet  Sevinç Niş  

Aynur Ayla Baki Yücesoy

Fahrettin Emin Maltepe

İnci Ece Koroğlu

Hamiyet İpek Gülbir

Cemile Demet Ergün

Nilgün Türkü Deyiş Çınar

Uğur Rami Çakır



 
 
 
  • Instagram - Siyah Çember
  • Facebook - Siyah Çember
  • Heyecan - Siyah Çember
  • TikTok
  • YouTube - Siyah Çember
  • Pinterest - Siyah Çember
  • Spotify - Siyah Çember
  • indir (3)

Tüm Videolar

Tüm Videolar

Tüm Videolar
Video ara...
İtalya’da Venedik Karnavalı -  Venedik Tatili ve  Venedik Karnavalı Hazırlığı ve Muhteşem Parti

İtalya’da Venedik Karnavalı - Venedik Tatili ve Venedik Karnavalı Hazırlığı ve Muhteşem Parti

07:01
Videoyu Oynat
En Güzel Yunan Adalarını Geziyorum! Meis, Rodos, Simi ve Halki ( Chalki ) Adası

En Güzel Yunan Adalarını Geziyorum! Meis, Rodos, Simi ve Halki ( Chalki ) Adası

08:44
Videoyu Oynat
Günü Birlik Yunan Adası Simi ( Symi ) Adası Gezisi. Günlük Rodos - Simi Turu

Günü Birlik Yunan Adası Simi ( Symi ) Adası Gezisi. Günlük Rodos - Simi Turu

05:08
Videoyu Oynat
Roma'ya Seyahat Etmeden Önce Bu Videoyu İzle, Roma’da Gezilecek Gezilecek Yerler.

Roma'ya Seyahat Etmeden Önce Bu Videoyu İzle, Roma’da Gezilecek Gezilecek Yerler.

05:33
Videoyu Oynat

© 2024 by Onurollstyle.co. 

bottom of page