Evet şimdi bu uzun geziyi kaleme alma vakti geldi diye düşünüyorum ve ilk durağım Selanik postu ile karşınızdayım.
Selanik hakkında biraz bilgi vermeden evvel size gitmiş olduğum turdan ve fotoğrafları nasıl ne ile çektiğimden bahsetmek isterim.
Arkadaşlar muhakkak bir çoğunuz duymuşsunuzdur diye düşünüyorum ama burada tekrardan bahsetmek istiyorum.
Edkiden Istanbul’dan kalkan trenler vardı ve bu trenler ile avrupayı gezebiliyorduk. Şimdi ise ne yazık ki böyle turlar kalmadı fakat yerini daha konforlu ve ekonomik olan otobüs turları aldı.
İşte benim de bu seyahatimde kullanmış olduğum tam da buydu!
Tourbulans ile yolculuk yaptım ve inanın ki öncesinde çok endişeliydim fakat bu endişe otobüse bindiğim ilk anda kayboldu.
Gerçekten düşündüğümden çok kolay oldu ve yepyeni dostluklar edindim.
İlgilenenler ve daha kapsamlı bilgi için ben buraya linki bırakayım tıklayın!
Tourbulance 14 Ülke 17 Şehir
Gelelim fotoğraflara…
Arkadaşlar instagram üzerinden bu konuyu çok kez cevapladım ve buradan da tekrar etmek istiyorum.
Uzun zamandır fotoğrafları makine ile çekmiyorum makine yerine telefon kullanıyorum.
Tatilim boyunca da HTC ‘nin yepyeni modeli olan HTC U12 plus’ı kullandım.
Yani fotoğraflarımı bununla çektim.
Edit kısmına gelirsek eğer lightroom ve bir çok app ile fotoğraflarımı editledim.
Yine burada
Fotoğraflarımı Nasıl Editliyorum görebilirsiniz.
Herkese merhaba, bu postu bu kadar anlamlı günde yazmak inanın ki çok hoş bir tesadüf…
Geçtiğimiz haftalarda yunanistan tatilinde ziyaret etmiş olduğum Atatürk’ün evi postunu bugün ile birleşmesinin bir anlamı olmalı 🙂
Hepimizin çocukluk kahramanı olan babalarımızın gününü en içten dileklerimle kutluyorum.
Güzel Selanik…
Zamanın tortusuyla yoğrulup çeşitli medeniyetler sonrasında hala varlığını ve tarihini koruyan yerdir Selanik..
Yunanistan’da ikinci rotamızdı Selanik. İzmir’e benzerliği ile bilinir en çok, Selanik’te hayat dışarda erken başlar geç biter. Biz de güne erkenden başladık burada, güzel bir kahvaltı sonrası sahilde uzunca bir keşfe çıktık sahil kenarında sıra sıra kafeler arasından geçiyoruz. ne çok kafe var burada şaşırıyoruz ama alışıyoruz yoğunluğa.. yolumuzun devam ederken Şehrin simgesi olan Osmanlıların inşa ettiği Beyaz Kule’yi görüyoruz karşımızda öğreniyoruz sonra tarihini balkan savaşı sonrasında sembolik bir vaftiz işleminden geçerek beyaza boyanmış ve o günden beri Beyaz Kule adıyla anılıyormuş.
Yemek faslı sonrasında gece yaşamını merak ediyoruz Selanik’te..
Dışardan baktığımızda bugünkü şartlar altında krizin eşiğinde gibi görünen ülkede hiç kriz belirtisi olmadığını söylemekte fayda var. bütün sokaklar dolu ve eğlenmeyen insan yok gibi birkaç bar sonrasında kendimizi saat gece 3 gibi otele attığımızda Selanik’te gece daha yeni başlıyordu gerisini siz düşünün 🙂
Sabahın ilk ışığı ile bizim için en önemli olan yere gitmek için heyecanlıydık hepimiz.
Selanik bizden derin izler taşır sokak araları, meydanları, caddeleri en önemli izi ise Atatürk şüphesiz! Doğduğu evi, annesi, babası, oynadığı avlu kısaca onun büyüdüğü şehirdir. Kendinizi yabancılarşmadan sanki topraklarınızda yürüyormuş gibi hissediyorsunuz önce ama Ata’nın doğduğu evin kapısından içeri girdiğinizde bu duygu daha da yoğunlaşıp gözlerinizden yaş akmasına bir türlü engel olamıyorsunuz. Yaşanmışlık oluk oluk akarken duvarlarda tutancak yer arıyosunuz adeta… Bir tarafınız gurur bir tarafınız hüzünle geziniyorsunuz o avluda…
Eyewear
Blinde
Jeans
Lee
Shoes Van’s
Bracelet & Ring
Watch
Claude Bernard PHOTOGRAPHY
by